Ünü filozof ve bilim insanı İbni Sina’nın 1006 yılında, tarihin en parlak süpernovalarından birine dair gözlemleri ortaya çıktı. Kayda göre, bir yıldızın ölüm anı anlamına gelen süpernovanın parlaklığı Dünya’dan 3 ay boyunca gözlemlenebildi.
Cornell Üniversitesi’nden üç Alman astronom, R. Neuhauser, C. Ehrig-Eggert ve P. Kunitzsch, İbni Sina’nın 1020’li yıllarda yazdığı Kitab-üş Şifa’da olaya ilişkin gözlem notlarını buldu.
Kayıtlara göre, Venüs’ten daha parlak olduğu yazılan 1006 yılındaki süpernova patlaması üç ay civarı parlaklığını korudu. Gündüz çıplak gözle dahi gözlemlenebildi.
“Sakala veya boynuza benzerdi”
“Görünüşe göre yanma ve parlama uzun süre kalıyor, bazen saç lülesi biçiminde, bazen de yıldız kuyruğu gibi görülüyor. Genelde kuzeyde fakat bazen de güneyde beliriyor. Bazen de yıldızların arasında bir yıldız gibi görülüyor, tıpkı 397 [Hicrî] yılında görülen yıldız gibi.
Üç aya yakın gökte kaldı, zamanla soluklaştı ve yok oldu. Başlarda siyaha yakın ve yeşilimsiydi. Sonra kıvılcımlar saçmaya başladı. Giderek beyazlaştı ve sonra da solmaya başladı. Bazen şekli bir sakalı andırırdı, bazen de bir hayvanın boynuzuna benzerdi.”
Bugünkü Özbekistan’ın Buhara kentinde doğan, 980-1037 yıllarında yaşayan İbni Sina, sadece felsefe ve tıp alanlarında değil, aynı zamanda astronomi dalında da gözlemleriyle meşhur bilim insanı.
Süpernova ve dev bulutsular
Gökbilimciler tarih boyunca gökyüzünü renkten renge boyayan süpernovalara dair gözlemlerini kaydedip günümüze ışık tuttu. Milattan sonra 185’de Çinli gökbilimcilerin gözlemlediği SN 185, 1054’te gözlemlenen Yengeç Nebulası [sağda resimde] ve İbni Sina’nın da gözlemlediği 1006 yılındaki süpernova gibi…
Dünya’dan görünmesi 1006 yılına denk gelen patlamaya dair tarihte Mısır’dan, İsviçre’den, Çin’den ve Amerika kıtasından da çok sayıda kayıt var.
Enerjisi tükenen bir yıldızın patlaması durumuna süpernova, açığa çıkan gaz ve toz bulutuna da nebula (bulutsu) adı veriliyor. 18 Eylül 2006’da gözlemlenen süpernova yakın tarihte bilinen en parlak patlamaydı.
Kaynak: Al Jazeera
Cornell Üniversitesi’nden üç Alman astronom, R. Neuhauser, C. Ehrig-Eggert ve P. Kunitzsch, İbni Sina’nın 1020’li yıllarda yazdığı Kitab-üş Şifa’da olaya ilişkin gözlem notlarını buldu.
Kayıtlara göre, Venüs’ten daha parlak olduğu yazılan 1006 yılındaki süpernova patlaması üç ay civarı parlaklığını korudu. Gündüz çıplak gözle dahi gözlemlenebildi.
“Sakala veya boynuza benzerdi”
İbni Sina şöyle yazdı:
“Görünüşe göre yanma ve parlama uzun süre kalıyor, bazen saç lülesi biçiminde, bazen de yıldız kuyruğu gibi görülüyor. Genelde kuzeyde fakat bazen de güneyde beliriyor. Bazen de yıldızların arasında bir yıldız gibi görülüyor, tıpkı 397 [Hicrî] yılında görülen yıldız gibi.
Üç aya yakın gökte kaldı, zamanla soluklaştı ve yok oldu. Başlarda siyaha yakın ve yeşilimsiydi. Sonra kıvılcımlar saçmaya başladı. Giderek beyazlaştı ve sonra da solmaya başladı. Bazen şekli bir sakalı andırırdı, bazen de bir hayvanın boynuzuna benzerdi.”
Bugünkü Özbekistan’ın Buhara kentinde doğan, 980-1037 yıllarında yaşayan İbni Sina, sadece felsefe ve tıp alanlarında değil, aynı zamanda astronomi dalında da gözlemleriyle meşhur bilim insanı.
Süpernova ve dev bulutsular
Gökbilimciler tarih boyunca gökyüzünü renkten renge boyayan süpernovalara dair gözlemlerini kaydedip günümüze ışık tuttu. Milattan sonra 185’de Çinli gökbilimcilerin gözlemlediği SN 185, 1054’te gözlemlenen Yengeç Nebulası [sağda resimde] ve İbni Sina’nın da gözlemlediği 1006 yılındaki süpernova gibi…
Dünya’dan görünmesi 1006 yılına denk gelen patlamaya dair tarihte Mısır’dan, İsviçre’den, Çin’den ve Amerika kıtasından da çok sayıda kayıt var.
Enerjisi tükenen bir yıldızın patlaması durumuna süpernova, açığa çıkan gaz ve toz bulutuna da nebula (bulutsu) adı veriliyor. 18 Eylül 2006’da gözlemlenen süpernova yakın tarihte bilinen en parlak patlamaydı.
Kaynak: Al Jazeera
EmoticonEmoticon